NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ حَدَّثَنَا
هِشَامُ بْنُ
سَعِيدٍ
الطَّالْقَانِيُّ
أَخْبَرَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ الْمُهَاجِرِ
حَدَّثَنِي
عُقَيْلُ
بْنُ شَبِيبٍ
عَنْ أَبِي
وَهْبٍ
الْجُشَمِيِّ
وَكَانَتْ
لَهُ
صُحْبَةٌ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
ارْتَبِطُوا
الْخَيْلَ وَامْسَحُوا
بِنَوَاصِيهَا
وَأَعْجَازِهَا
أَوْ قَالَ
أَكْفَالِهَا
وَقَلِّدُوهَا
وَلَا
تُقَلِّدُوهَا
الْأَوْتَارَ
Ebû Vehb el-Cüşemî'den;
demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Atları (her an
harbe hazır tutmak için) bağlayınız, alınlarını ve sağrılarını
sıvazlayınız" buyurdu. Yahut da "kabalarını (sıvazlayınız)"
dedi. (Sonra sözlerine şöyle devam etti); "Onlara gereken gerdanlıktan
takınız. (Fakat yayın iki ucu arasına gerilen) kirişleri takmayınız."
İzah:
Nesaî, hayl, Ahmed b.
Hanbel, IV, 345.
"Atlan
bağlayınız" cümlesi, "onları
hazır tutunuz ve harb için onları iyi hazırlayınız*' anlamındadır. Atların
alınlarını ve sağrılarını sıvazlamaktan maksat, onların alınlarını ve
sağrılarını elle okyaşıp onları memnun etmek ve ayrıca hayvanın sözü geçen
yerlerini tımar ederek onların istirahatını sağlamaktır.
Bu hadisi rivayet eden
râvi Hz. Nebiin, "atların sağrılarını sıvazlayınız" mı, yoksa,
"kabalarını sıvazlayınız*'mı dediğinde şüpheye düşmüştür. Harb vasıtası
olan bir hayvanın kaba etlerini elle sıvazlayıp tımar etmek onun rahatlamasına
ve kuvvetlenmesine sebep olacağı için ibâdet hükmündedir. Hadis-i şerifte geçen
"onlara (gereken) gerdanlıkları takınız (fakat yayın iki ucu arasına
gerilen) kirişleri takmayınız." cümlesinden maksat, "onlara
istediğiniz gerdanlıkları takarak din düşmanlarının üzerine sürünüz. Fakat
câhiliyye dönemi araplarının yaptığı gibi göz değmesini önleyeceği inancıyla
onlara yay kirişi takmayınız" demektir. At besleme mevzuunda gelen
hadislerden bazıları da şu mealdedirler.
1. At beslemek kişi
için ecirdir, yâni sevabı muciptir.
2. Kişi. için perdedir,
siperdir.
3. Kişinin Üzerinde
günahtır, yâni günahı muciptir."
Atın kendisine sevap
kazandırdığı adam, onu Allah yolunda bağlamış, onun ipini bir çayıra yahut bir
bahçeye uzatmıştır. İşte o at, içinde bağlı olduğu o çayırın, yahut o bahçenin
neresine değip geçerse o kısım onun için sevabı mucip olur. Eğer o, bir nehre
uğrar da sahibi sulamak istemediği halde su içerse bu da sahibi için sevabı
mucip olur. Atın kendisine siper olduğu adam, onu insanlara muhtaç olmamak ve
perde olmak için yani fakirliğini gizlemek ve de teaffüf yani evlad-ü lyalini
nâ-muskârâne geçindirmek için bağlamıştır. Ona iyi bakmak, hoş binmek ve yük
yüklemek hususlarında Allah'ın hakkını unutmamaktadır. İşte o hayvan, kendisi
için siperdir.
Diğer adam ise, atı sırf
böbürlenmek, gösteriş ve düşmanlık için bağlamıştır. Bu da kendisi için günahı
muciptir."[bk. Buhari, cihâd; Müsâkât; menâkıb; Tefsir sûre, i'tisâm;
Müslim, zekât; İbn Mâce, cihad; Muvatta cihâd; Ahmed b. Hanbel, 1, 395; IV, 69;
V, 381.]